1 sonuçtan 1 ile 1 arasý

Threaded View

  1. #1
    Moderatör
    Üyelik tarihi
    03.01.2010
    Yaş
    53
    Mesajlar
    373
    Teþekkür
    47
    Aldýðý Teþekkür
    377

    Idee 40 Hadis-i Þerif

    40 Hadis-i Þerif
    40 HADÝS

    1
    اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا: لِمَنْ )يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟( قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ

    (ALLAH Rasûlü) “Din nasihattýr/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “ALLAH’a, Kitabýna, Peygamberine, Müslümanlarýn yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi.

    Müslim, Ýmân, 95.

    2
    اَلإِسْلاَمُ حُسْنُ الْخُلُقِ

    Ýslâm, güzel ahlâktýr.

    Kenzü’l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225.

    3
    مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمْهُ اللَّهُ

    Ýnsanlara merhamet etmeyene ALLAH merhamet etmez.

    Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16.

    4
    يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا

    Kolaylaþtýrýnýz, güçleþtirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.

    Buhârî, Ýlm, 12; Müslim, Cihâd, 6.

    5
    إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ النُّبُوَّةِ:

    إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ

    Ýnsanlarýn Peygamberlerden öðrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadýktan sonra dilediðini yap!” sözüdür.

    Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6.

    6
    اَلدَّالُّ عَلىَ الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِ

    Hayra vesile olan, hayrý yapan gibidir.

    Tirmizî, Ýlm, 14.

    7
    لاَ يُلْدَغُ اْلمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ مَرَّتَيْنِ

    Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.(Mümin, iki defa ayný yanýlgýya düþmez)

    Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.

    8
    اِتَّقِ اللَّهَ حَـيْثُمَا كُنْتَ وَأتْبِـعِ السَّـيِّـئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهَا

    وَخَالِقِ النَّاسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ

    Nerede olursan ol ALLAH’a karþý gelmekten sakýn; yaptýðýn kötülüðün arkasýndan bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. Ýnsanlara karþý güzel ahlakýn gereðine göre davran.

    Tirmizî, Birr, 55.

    9
    إنَّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ أحَدُكُمْ عَمَلاً أنْ يُتْقِنَهُ

    ALLAH, sizden birinizin yaptýðý iþi, ameli ve görevi saðlam ve iyi yapmasýndan hoþnut olur.

    Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/275; Beyhakî, fiu’abü’l-Îmân, 4/334.

    10
    اَلإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أفْضَلُهَا قَوْلُ لاَ إِلهَ إِلاَّاللَّهُ وَأدْنَاهَا إِمَاطَةُ اْلأذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ اْلإِيـمَانِ

    Ýman, yetmiþ küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (ALLAH’tan baþka ilah yoktur)” sözüdür, en düþük derecesi de rahatsýz edici bir þeyi yoldan kaldýrmaktýr. Haya da imandandýr.

    Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58.

    11
    مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِـعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أضْعَفُ اْلإِيـمَانِ

    Kim kötü ve çirkin bir iþ görürse onu eliyle düzeltsin; eðer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karþý koysun. Bu da imanýn en zayýf derecesidir.

    Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.

    12
    عَيْنَانِ لاَ تَمَسُّهُمَا النَّارُ: عَيْنٌ بَـكَتْ مِنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَعَيْنٌ

    بَاتَتْ تَحْرُسُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ

    Ýki göz vardýr ki, cehennem ateþi onlara dokunmaz: ALLAH korkusundan aðlayan göz, bir de gecesini ALLAH yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.

    Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 12.

    13
    لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ

    Zarar vermek ve zarara zararla karþýlýk vermek yoktur.

    Ýbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta’, Akdýye, 31.

    14
    لاَ يُؤْمِنُ أحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ

    Hiçbiriniz kendisi için istediðini (mü’min) kardeþi için istemedikçe (gerçek) iman etmiþ olamaz.

    Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.

    15
    اَلْمُسْلِمُ أخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ مَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ بِهَا كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ

    Müslüman müslümanýn kardeþidir. Ona zulmetmez, onu (düþmanýna) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeþinin bir ihtiyacýný giderirse ALLAH da onun bir ihtiyacýný giderir. Kim müslümaný bir sýkýntýdan kurtarýrsa, bu sebeple ALLAH da onu kýyamet günü sýkýntýlarýnýn birinden kurtarýr. Kim bir müslümaný(n kusurunu) örterse, ALLAH da Kýyamet günü onu(n kusurunu) örter.

    Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.


    16
    لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا

    Ýman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiþ olamazsýnýz.

    Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sýfâtu’l-Kýyâme, 56.

    17
    اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ

    Müslüman, insanlarýn elinden ve dilinden emin olduðu kimsedir.

    Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.

    18
    لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إخْوَانًا

    وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أنْ يَهْجُرَ أخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِةِ اَيَّامٍ

    Birbirinize buðuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey ALLAH’ýn kullarý, kardeþ olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeþi ile dargýn durmasý helal olmaz.

    Buhârî, Edeb, 57, 58.

    19
    إنَّ الصِّدْقَ يَهْدِي إلَى الْبِرِّ وَ إنَّ الْبِرَّ يَهْدِي إلَى الْجَنَّةِ وَإنَّ الرَّجُلَ لَيَصْدُقُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا وَ إنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إلَى الْفُجُورِ وَ إنَّ الْفُجُورَ يَهْدِي إلَى النَّارِ وَ إنَّ الرَّجُلَ لَيَـكْذِبُ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ كَذَّابًا

    Hiç þüphe yok ki doðruluk iyiliðe götürür. Ýyilik de cennete götürür. Kiþi doðru söyleye söyleye ALLAH katýnda sýddîk (doðru sözlü) diye yazýlýr. Yalancýlýk kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kiþi yalan söyleye söyleye ALLAH katýnda kezzâb (çok yalancý) diye yazýlýr.

    Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104.

    20
    لاَ تُمَارِ أخَاكَ وَلاَ تُمَازِحْهُ وَلاَ تَعِدْهُ مَوْعِدَةً فَتُخْلِفَهُ

    (Mümin) kardeþinle münakaþa etme, onun hoþuna gitmeyecek þakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceðin bir söz verme.

    Tirmizî, Birr, 58.

    21
    تَبَسُّمُكَ فِي وَجْهِ أخِيكَ لَكَ صَدَقَةٌ وَأمْرُكَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهْيُكَ عَنِ الْمُنْكَرِ صَدَقَةٌ وَإِرْشَادُكَ الرَّجُلَ فِي أرْضِ الضَّلاَلِ لَكَ صَدَقَةٌ وَإِمَاطَتُكَ الْحَجَرَ وَالشَّوْكَ وَالْعَظْمَ عَنِ الطَّرِيقِ لَكَ صَدَقَةٌ

    (Mümin) kardeþine tebessüm etmen sadakadýr. Ýyiliði emredip kötülükten sakýndýrman sadakadýr. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadýr. Yoldan taþ, diken, kemik gibi þeyleri kaldýrýp atman da senin için sadakadýr.

    Tirmizî, Birr, 36.

    22
    إِنَّ اللَّهَ لاَ يَنْظُرُ إِلَى صُوَرِكُمْ وَأمْوَالِكُمْ وَلـكِنْ يَنْظُرُ إِلَى قُلُوبِكُمْ وَأعْمَالِكُمْ

    ALLAH sizin ne dýþ görünüþünüze ne de mallarýnýza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve iþlerinize bakar.

    Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9;

    Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.

    23
    رِضَى الرَّبِّ في رِضَى الْـوَالِدِ وَسَخَطُ الرَّبِّ في سَخَطِ الْـوَالِدِ

    ALLAH’ýn rýzasý, anne ve babanýn rýzasýndadýr.

    ALLAH’ýn öfkesi de anne babanýn öfkesindedir.

    Tirmizî, Birr, 3.

    24
    ثَلاَثُ دَعَوَاتٍ يُسْتَجَابُ لَهُنَّ لاَ شَكَّ فِيهِنَّ:

    دَعْوَةُ الْمَظْلُومِ، وَدَعْوَةُ الْمُسَافِرِ ، وَدَعْوَةُ الْوَالِدِ لِوَلَدِهِ

    Üç dua vardýr ki, bunlar þüphesiz kabul edilir:

    Mazlumun duasý, yolcunun duasý ve babanýn evladýna duasý.

    Ýbn Mâce, Dua, 11.

    25
    مَا نَحَلَ وَالِدٌ وَلَدًا مِنْ نَحْلٍ أَفْضَلَ مِنْ أدَبٍ حَسَنٍ

    Hiçbir baba, çocuðuna, güzel terbiyeden daha üstün bir

    hediye veremez.

    Tirmizî, Birr, 33.

    26
    خِيَارُكُمْ خِيَارُكُمْ لِنِسَائِهِمْ

    Sizin en hayýrlýlarýnýz, hanýmlarýna karþý en iyi davrananlarýnýzdýr.

    Tirmizî, Radâ’, 11; ‹bn Mâce, Nikâh, 50.

    27
    لَيْس مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَنَا وَيُوَقِّرْ كَبِيرَنَا

    Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygý

    göstermeyen bizden deðildir.

    Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.

    28
    كَافِلُ الْيَتِيمِ لَهُ أوْ لِغَيْرِهِ أنَا وَ هُوَ كَهَاتَيْنِ فيِ الْجَنَّةِ وَأشَارَ بِالسَّبَّابَةِ وَالْوُسْطَى

    Peygamberimiz iþaret parmaðý ve orta parmaðýyla iþaret ederek: “Gerek kendisine ve gerekse baþkasýna ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette iþte böyle yanyanayýz” buyurmuþtur.

    Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42.

    29
    اِجْتَنِبُوا السَّبْعَ الْمُوبِقَاتِ قَالُوا يَا رَسُولَ للهِ وَمَا هُنَّ قَالَ: اَلشِّرْكُ بِاللَّهِ وَالسِّحْرُ وَ قَتْلُ النَّفْسِ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إلاَّ بِالْحَقِّ وَأكْلُ الرِّبَا وَأكْلُ مَالِ اْليَتِيمِ وَالتَّوَلِّي يَوْمَ الزَّحْفِ وَقَذْفُ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلاَتِ الْمُؤْمِنَاتِ

    (Ýnsaný) helâk eden þu yedi þeyden kaçýnýn. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: ALLAH’a þirk koþmak, sihir, ALLAH’ýn haram kýldýðý cana kýymak, faiz yemek, yetim malý yemek, savaþtan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadýnlara iftirada bulunmak buyurdu.

    Buhârî, Vasâyâ, 23, Týbb, 48; Müslim, Îmân, 144.

    30
    مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلاَ يُؤْذِ جَارَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيُكْرِمْ ضَيْفَهُ وَمَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلْيَقُلْ خَيْرًا أوْ لِيَصْمُتْ

    ALLAH’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komþusuna eziyet etmesin. ALLAH’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. ALLAH’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayýr söylesin veya sussun.

    Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75.

    31
    مَا زَالَ جِبْرِيلُ يُوصِينِي بِالْجَارِ حَتَّى ظَنَنْتُ أنَّهُ سَيُوَرِّثُهُ

    Cebrâil bana komþu hakkýnda o kadar çok tavsiyede bulundu ki;

    ben (ALLAH Teâlâ) komþuyu komþuya mirasçý kýlacak zannettim.

    Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141.

    32
    اَلسَّاعِي عَلَى الأرْمَلَةِ وَالْمِسْكِينِ كَالْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ

    أوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَ

    Dul ve fakirlere yardým eden kimse, ALLAH yolunda cihad eden

    veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle

    geçiren kimse gibidir.

    Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41;

    Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78.

    33
    كُلُّ ابْنِ آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ

    Her insan hata eder.

    Hata iþleyenlerin en hayýrlýlarý tevbe edenlerdir.

    Tirmizî, Kýyâme, 49; Ýbn Mâce, Zühd, 30.

    34
    عَجَبًا لأمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْس ذَاكَ لأحَدٍ إِلاَّ لِلْمُؤْمِنِ: إِنْ أصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَـكَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ

    Mü’minin baþka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardýr; O’nun her iþi hayýrdýr. Eðer bir geniþliðe (nimete) kavuþursa þükreder ve bu onun için bir hayýr olur. Eðer bir darlýða (musibete) uðrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayýr olur.

    Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61.

    35
    مَنْ غَشَّـنَا فَلَيْس مِنَّا

    Bizi aldatan bizden deðildir.

    Müslim, Îmân, 164.

    36
    لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ نَمَّامٌ

    Söz taþýyanlar (cezalarýný çekmeden ya da affedilmedikçe)

    cennete giremezler.

    Müslim, Îmân, 168; Tirmizî, Birr, 79.

    37
    أعْطُوا الأجِيرَ أجْرَهُ قَبْلَ أنْ يَجِفَّ عَرَقُهُ

    Ýþçiye ücretini, (alnýnýn) teri kurumadan veriniz.

    Ýbn Mâce, Ruhûn, 4.

    38
    مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَغْرِسُ غَرْسًا أوْ يَزْرَعُ زَرْعًا فَيَـأكُلُ مِنْهُ

    طَيْرٌ أوْ إِنْسَانٌ أوْ بَهِيمَةٌ إِلاَّ كَانَ لَهُ بِهِ صَدَقَةٌ

    Bir müslümanýn diktiði aðaçtan veya ektiði ekinden insan, hayvan ve kuþlarýn yedikleri þeyler, o müslüman için birer sadakadýr.

    Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10.

    39
    إِنَّ فِي الْجَسَدِ مُضْغَةً إِذَا صَلَحَتْ صَلَحَ الْجَسَدُ كُلُّهُ

    وَإِذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ ألاَ وَهِيَ الْقَلْبُ

    Ýnsanda bir organ vardýr. Eðer o saðlýklý ise bütün vücut saðlýklý olur; eðer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.

    Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.

    40
    اِتَّقُوا اللَّهَ رَبَّـكُمْ وَصَلُّوا خَمْسَـكُمْ وَصُومُوا شَهْرَكُمْ وَأدُّوا زَكَاةَ أمْوَالِكُمْ وَأطِيعُوا ذَاأمْرِكُمْ تَدْخُلُوا جَنَّةَ رَبِّـكُمْ

    Rabbinize karþý gelmekten sakýnýn, beþ vakit namazýnýzý kýlýn, Ramazan orucunuzu tutun, mallarýnýzýn zekatýný verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz.

    Tirmizî, Cum’a, 80.


    Kaynak : TC.DÝYANET ÝÞLERÝ BAÞKANLIÐI

  2. Facebook Adýnla Yorum Yap

 

 

Benzer Konular

  1. Ahlak ile ilgili Hadis-i Þerif
    By elif cetin in forum Dinimiz
    Yorum: 1
    Son Mesaj: 24.02.2010, 20:32
  2. GüzeL Bir Hadis...
    By elif cetin in forum Dinimiz
    Yorum: 0
    Son Mesaj: 23.02.2010, 16:27

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •