Bir zamanlar bir psikoloji kitabýnda okuduðum bir bölüm vardý... Hayatýn ve getirilerinin kýymetini anlamak için tavsiye edilen bir metod vardý içinde.. Deniyordu ki; "Arada bir, çok bunaldýðýnýzda, hayatýn sizin için çekilmez hale geldiðini düþündüðünüzde kendinize 10 dakika ayýrýn ve kendi cenaze töreninizi düþünün"...
Cümleyi ilk okuduðumda çarpýlmýþtým... Ben giriþin akabinde pozitif bir geliþme ve tavsiye bekliyordum... Ama " kendi ölümümüzü ve cenazemizi " düþünmemiz tavsiye ediliyordu... Tüylerim diken diken oldu ve yazarýn saçmaladýðýný düþündüm o an... Ama önyargý düþmaný biri olarak okumaya devam ettim...
Diyordu ki; " Bunlarý düþündüðünüzde dünyadaki yerinizi, dünyayý terkettiðinizde oluþacak boþluðu, sevdikleriniz ve sizi sevenler için öneminizi anlayacaksýnýz...
Özellikle insanlarýn sizin için neler söyleyeceklerini, onlar için ne ifade ettiðinizi hissetmeye çalýþýn...
O andan geriye dönme þansýnýz olmadýðýný, hayat denen kredinizin bittiðini ve onlara yanýt verme þansýnýz olmadýðýný düþünün... Tekrar sarýlma, bir kez daha öpme ihtimalinizin bittiðini hissedin... Dünyadaki küslüklerin, ayrýlýklarýn, kavgalarýn yanýnda bu acýnýn ve geri dönülmezliðin korkunç çaresizliðini yaþayýn...
Býrakýn canýnýz yansýn, býrakýn alevler içinde kavrulsun tüm ruhunuz... Orada, o musalla taþýnda düþünün kendinizi... Seyredin þu an çevrenizde olanlarýn yüz ifadelerini... Akýllarýndan ve yüreklerinden geçen cümleleri hayal edin..."
Kitaba devam etmeden býraktým kenara ve gözlerimi kapatýp aynen düþünmeye baþladým...
Eþimi, oðlumu, annemi, babamý, kardeþlerimi ve diðer tüm çevremi oturttum tek tek kendi cenaze törenimdeki yerlerine... Birer birer yerleþtirdim tabutumun çevresine hepsini... Hayatýmda çok nadir bu kadar caným yanmýþtý...
Görüyordum iþte "babaaaa..." diye aðlayan biricik oðlumu... Eþim kucaðýnda "aðlayan emanetimle" ayakta durmaya çalýþýyordu per periþan...
Koca çýnar babacýðým, belli belirsiz dualar okuyordu, o gözümden hala gitmeyen vakur duruþuyla... Annem, ciðerinden bir parça canlý canlý koparýlmýþ gibi hem içine
hem dýþýna akýtýyordu gözyaþlarýný... Kardeþlerim, akrabalarým "çok erken gitti, doyamadý oðluna.." diyordu acýyan ses tonlarýyla... Ve dostlarým... Onlar da þaþkýndý... Bazýsý "daha dün birlikteydik, nasýl olur.." diyordu...
Bunlarý seyredip onlara "hayýr ölmedim, burdayým.." demek istedim hayal olduðunu unutup... Sonra anladým yazarýn ne demek istediðini daha devamýný okumadan kitabýn... Farkýndalýk önemli bir kavramdýr psikolojide... Belki de hiç aklýmýza gelmeyen ve gelmeyecek bir farkýndalýðý göstermek istemiþti yazar... Kitabý okumaya ne gücüm kalmýþtý, ne de isteðim... Almam gereken dersi ve mesajý almýþtým... þimdi ne kitabýn adýný ne de yazarý hatýrlamýyorum... þu an bunlarý yazarken bile çok kötü oldum... Bu olayda tek farkýndalýk da yok üstelik...
Biraz kendime geldikten sonra devam ettim hayatýmýn en zor hayaline... Sýrada çevremdekilerin ölümümün akabinde neler söyleyecekleri vardý.. Usulen ve nezaketen söylenenlerin dýþýnda... Onlarda býraktýðým izleri, yaþananlarý ve yaþanamayanlarý elden geçirerek ben konuþturacaktým hayalimde... Ýçlerini okuyacaktým, senaryo bana ait olarak... Yaþarken neler yazmýþtým, ölümümle neler okuyacaktým...
Gerçek duygularýydý ulaþmaya çalýþtýðým, ölüm acýsýnýn etkisiyle girilen duygusal mod deðildi, deþifre etmem gereken metin... Caným oðlumun söyleyecek çok þeyi yoktu... Özleyecekti, yokluðumu hissedecekti.. Aðlayacaktý aklýna geldikçe... Belki ölümün ne anlama geldiðini hissedecek yaþa gelinceye kadar sýradan bir üzüntünün ötesine geçmeyecekti duygularý...
Ama hayal bu ya, 18-20 yaþýna getirdim 2 saniyede oðlumu... "Hayal - meyal hatýrlýyorum be baba seni...Keþke þimdi yaþýyor olsaydýn da erkek erkeðe sohbet etseydik seninle... Bak mezuniyet törenimde de babasýzdým... Askere giderken kimin elini öpeceðim senin yerine..." Diyecek caný yanarak bir köþede...
Sevgili eþim... Benim muhteþem hatunum... Nasýl dayanýr bensizliðe?... O ki, benim için her þeyini feda edip koþmuþtu bana... Hayatýnýn tek adamý þimdi toprak olacaktý... Bir daha " Seni seviyorum " diyemeyecekti... Bir daha hevesle açamayacaktý çalan kapýyý... Ve her gelen gece bensizliðini haykýracaktý yüzüne... Her sabah da bensiz baþlayacaktý koca gün... Tek cümlesi takýldý o an içime; "Oyunbozanlýk yaptýn be böceðim, hani beraber ölecektik?..."
Babam-annem, o bugüne kadar evlat olarak mutlu edecek hiçbir þey yapamamanýn acýsýyla kahrolduðum güzel insanlar... Helaldi þüphesiz haklarý... Bilerek hiç kýrmamýþtým onlarý... Üzerine titredikleri evlatlarý onlardan önce göçmüþtü iþte önlerinde ve dualarýna muhtaçtým....
Kaç anne ve babanýn çekebileceði bir acýydý ki evladýnýn cenazesinde bulunmak... Herhalde insanýn uzun yaþadýðýna üzüldüðü nadir anlardan olsa gerek... Diðerlerine geçmiyorum... Bu yazýyý þu an yazýp sizlerle paylaþtýðýma göre "diðerlerine" artýk sizler de dahilsiniz... Düþünün, bir gün bir mail ulaþýyor mail-boxýnýza "ölmüþ" diye... Sizler kimbilir neler düþünür ve yazardýnýz...
Eþim þu an yanýmda aðlýyor, sanki gerçekmiþ gibi... Oysa ki yazarýn amacý "Yaþamanýn ve hala nefes alýyor almanýn kýymetini" göstermekti... Benim de öyle... Lafý çok uzattým farkýndayým... Ama dediðimiz çözümü zor süreç 2 satýrla özetlenemeyecek kadar girintili çýkýntýlý...
Ben o gün kurduðum o hayalle, canýmýn tüm yanmasýna raðmen YENÝDEN DOÐDUM... Bilgisayar diliyle "format attým hayatýma"... Sahip olduklarýmýn farkýna vardým ve hala nefes alýyor olduðum için þükrettim... Gözlerimi açtýðým anda o kötü ve acý sahne bitmiþ, oyun perde demiþti... Peki ya hayal deðil de, gerçek olsaydý ve perde bir daha açýlmamak üzere kapansaydý...
Ýþte bu final bu yazýyý buraya kadar okumanýza deðmiþ olmalý... Belki gerildiniz, kötü oldunuz ama devamýný getirirseniz buna deðer bence... Ben bu akþam melankoliðim ve biraz abartmýþ olabilirim... Hani sanatçý ve þairiz ya ondandýr belki... Bence bu yazýyý sadece okuyarak býrakmayýn...
LÜTFEN ARADA BÝR, BURADAN ALDIKLARINIZI TARTIN, DÜÞÜNÜN VE HAYATINIZI GÖZDEN GEÇÝRÝN...
Ölümün kime ve ne zaman geleceðini Yüce Allah' tan baþka bilen yok... Ýþte bu yüzden hazýr yaþýyorken ve nefes alýyorken yapabileceklerinizi yapýn, ertelemeyin...
Bilerek - bilmeyerek kýrdýðýnýz kalpleri tamir edin... Sizi sevenlere ve sevdiklerinize daha fazla zaman ayýrýn... Ve en önemlisi;
VERDÝÐÝ-VERMEDÝÐÝ, ALDIÐI-ALMADIÐI HERÞEY ÝÇÝN, TEKRAR TEKRAR ÞÜKREDÝN YÜCELER YÜCESÝ YARADAN'A...
Yer imleri