Kralın biri kızlarının kendini ne kadar sevdiğini merak etmiş, en büyük kızına sormuş :
- Kızım beni ne kadar seviyorsun ?
- Dağlar kadar babacığım.
- Hmm tamam canım o dağlardaki bütün şatoları sana bağışladım.
Sonra ortanca kızına sormuş :
- Kızım beni ne kadar seviyorsun?
- seni denizler kadar seviyorum babacığım,
- O denizdeki tüm gemilerimi sana bıraktım sevgili kızım.
En küçük kızına sormuş :
- Kızım beni ne kadar seviyorsun ?
- Seni "Tuz" kadar seviyorum babacığım!!!
Bunu duyan baba hiddetlenmiş ve kıznı hem huzurundan kovmuş hem de ülkenin en uzak diyarına göndermiş ki gözünden uzak olsun diye.
Günler haftaları , haftalar ayları aylar yılları kovalamış ve ülkede büyük bir tuz kıtlığı başlamış, yemeklerde pastalarda çöreklerde, hiçbirşeyde ne bir tat kalmış ne bir lezzet, baba o zaman anlamış tuzun ne kadar önemli olduğunu , çağırmış kızını huzuruna geri, dilemiş en derin özürlerini, sonra ülkede yapılan araştırmalar sonuç vermiş iki tane yeni tuz madeni bulunmuş ülke tuzuna tekrar kavuşmuş....
Ben de buradan hayatımın aşkına, herşeyim olan bir taneme Tüm varlığımla haykırıyorum:
SENİ TUZ KADAR SEVİYORUM AŞKIMMM SEN BENİM BİR TANEMSİN... HAYATIMIN TADISIN , TUZUSUN, SENSİZ BİR HAYAT TUZSUZ BİR DİYARA BENZER...
Yer imleri