7 sonuçtan 1 ile 7 arası

Hybrid View

  1. #1
    Moderatör
    Üyelik tarihi
    03.01.2010
    Yaş
    53
    Mesajlar
    373
    Teşekkür
    47
    Aldığı Teşekkür
    377

    Idee Hayata Dair Hayatın İçinden

    Hayat'ın Yedeği Yok

    Hayat bazı anlarda dalından düşer, sen bir nehir olduğunda...
    Önüne katıp sürüklersin onu.Yaprak kadar hafiflediği anlarda..
    Kimi zaman hızlı, kimi zaman yavaş..
    En sevdiğin şey(ler)den ayrılmak, koyu kırmızı bir boşluk gibi oturur içine çoğu zaman.
    Bir şeftalinin ortasındaki çekirdeği çekip çıkardığında görürsün aynı boşluğu...

    Yaşamdır bu şarkısını söyler senin için, insanlar gönderir sana, görmezsen usulca kaybolurlar, çevirdiğin sayfaların arkasında kalırlar..
    Üzerine o kadar fazla sayfa eklenir ki, hayatta olduğun sürece bulamazsın artık istesen bile...

    Kuruntu ayaklarına paten geçirip hızlıca turlamaya başlar seni, ruhunu..
    Aklını istemediğin ormanlara iter, iter ama ağaçlardan ormanı göremezsen, gözlerini suçlamamalısın...
    Zihnin kum olur arada hayallerinin resmini çizersin, dalgalar hayal kırar silerler tüm resimlerini..

    Oysa ki kalelerin vardır hiç yıkılmaz dediğin, kumdan kalelerin!..
    Hani okulda kullandığımız uçlu kalemler vardır ya, gövdesindeki uç bitmeye yakın ufalır ama yine de çok az bir şeyler yazabileceğini umarsın,
    işte öyledir kimi ilişkiler, sevdalar, yakınlıklar..
    Bitmesine ramak vardır ama ağır hareket edersin..
    Yelkovan topallasın dersin, hep o "son anı" kazırsın aklının derinliğine..
    Duyarsın..Başına yıkılan duvarların seslerini.Yıkılan sözlerde ararsın ayakta kalan duvarları..
    Böyle acıtan durumlarda, insan hep aynı şeyi yapar. Gözle görülür bir şey arar...

    Kağıt hala beyazdır üzerindeki kahve lekesine rağmen. Lekeyi kabullenirsin kağıt gibi sonra gözün alışır buna..
    Zaman en önemli kaynağımız ama buruşturur hepimizi..
    Sen de buruşturup atarsın bir şeyleri.
    Ve sonra anlarsın ki, yaldızlı kağıtlar gibi düzeltilmiyor kıvrıştırıp attığın "zaman".

    Biliyorum hepimizin hayatı bir nevi dondurma..
    Eriyip gitmeden avuçlarından, gecikme... tadına varmakta..
    Külah aracın olsun, muhteşem tadı daima amacın..
    Küpeler tak kulağına sıcağı sıcağına ki, boynuna dolanmasınlar.
    Biliyorsun ardında bıraktığını sandığın, onun seni arkada bırakmadığı olabilir..
    Hayat üstüne bir sürü laf edilir ordan, burdan..
    Söylenenler fragman gibidirler.
    Kısa, çarpıcı.
    Yaşamlarımızsa birer filmdir,
    metrajının nerde bittiğini bilemediğimiz..
    Başrol hep senindir ama rollerin sıkça değişir..
    Senaryo bazen kahreder, yerlere vurur, mutluluktan uçurur, sarhoş eder, dansettirir, törpüler...
    Hepsi filmin devamı için seni bekler..
    Şerbet yapmayı bilmeli..
    Yaşamın nabzına göre..
    Korkmamalı üzülmekten, sürünmekten. Geldiğinde de vakit gülmeyi, neşeyi körüklemeli..
    Sessizliğe bir kaç kelime borcun varsa, çıkıp söyle...
    Her şeyin yedeği, yaması vardır ama hayatının yok ki .


  2. Facebook Adınla Yorum Yap

  3. #2
    Üye
    Üyelik tarihi
    26.11.2009
    Yer
    Hamburg
    Yaş
    49
    Mesajlar
    88
    Teşekkür
    5
    Aldığı Teşekkür
    88

    Standart

    Her kez bir rol almis oynuyor kimisi masum kismsi..... dedim ya her kez bir sahnede rolunu sergiliyor.. Ya siz Hangi rolde Oynamakdasiniz.?
    1-Edmondo De AMICS “Türkün şevkat ve insaniyet duygusunu inkar mümkün değildir.
    2-Mete HAN, Hun Hükümdarı “Nerede bir Türk varsa, orayı kalbinden seveceksin.”
    3-PIERRE LOTİ “Türk asillerin asilidir. Yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek yüksek soyluluk ona, tabiatın hediyesidir.
    4-IBN HASSUL “Bütün milletler içinde cesaret ve secaatte Türklerden daha ileride olan ve büyük amaçları elde etmek uğrunda daha ileri gidebilen bir millet yoktur. Allahu teala onları arslan suretinde yaratmıştır…


  4. #3
    Moderatör
    Üyelik tarihi
    03.01.2010
    Yaş
    53
    Mesajlar
    373
    Teşekkür
    47
    Aldığı Teşekkür
    377

    Standart

    Tsk yorum icin hayat bu roler her daima deyise biliyor iste
    Başrol hep senindir ama rollerin sıkça değişir..
    Senaryo bazen kahreder, yerlere vurur, mutluluktan uçurur, sarhoş eder, dansettirir, törpüler...
    Hepsi filmin devamı için seni bekler..
    Şerbet yapmayı bilmeli..
    Yaşamın nabzına göre..

    :5:


  5. #4
    Moderatör
    Üyelik tarihi
    03.01.2010
    Yaş
    53
    Mesajlar
    373
    Teşekkür
    47
    Aldığı Teşekkür
    377

    Standart






    Ne cok sey biriktirmisim su hayatta, ne cok yasanmisligim olmus kisa omrumde. Acisi tatlisi, gulmeli aglamali su gibi gecen yillarim kalmis geride.Geriye donup baktigimda dunmus gibi olan , ne cabuk gecti ne yaptim dedigim yillar...

    Erken yasta baslanmis bir hayat mucadelesi, ben varim dimdik ayaktayim deme cabalari... Hayat zor , bir o kadar da acimasiz. Ya guclusunuzdur yada degil, ortasi yok bunun.Yok cunku orta olmak her zaman yenilgiye yakin olmakla sonuclanir. Geriye baktigimda, insanlari izledigimde ortaya cikan hep bu oldu, yada ben boyle gozlemledim. Bilemiyorum...Bildigim bir sey varsa su hayatta guclu olmak zorunlulugu.

    En zayif anlarda bile maskeli dolasir olmak ne buyuk zorluk. Aglasaniz, ben yoruldum deseniz ne olacak diyemiyorum, cunku acinacak arkasindan da yalnizligi biraz daha icinizde hissedeceksiniz. Yardim eli degil uzanacak olan, aksine kacan eller olacak cevrenizde... Olmak yada olmamak kavramiyla es yani...

    Cok sey birikiyor yillar icerisinde, yumrugumuzla es buyuklukte olan yuregimizde. Sevgi, nefret, merhamet, intikam,aci, mutluluk....... saymakla bitecek olmayan duygu karmasasi . Hepside yasamakta oldugumuz hayat sartlariyla ayni dogrultuda olan... Insanoglu ne cabuk alisiyor yeni sartlarina ve sartlarla gelen duygulara. Cok iyiyse hayat beraberinde cok mutlu, olumlu duslerle suslenmis bir dunya. Kotuyse aci nefret ve karamsarlik dolu bir yarin. Cark nasil olsa bir sekilde donuyor ve ayak uyduruyoruz bizlerde. Yillar sonra geriye bakilinca su gibi gecen ama nasil oldugu anlasilamayan yillar...

    Iste o anlardayim simdi; gecmisle, yasananlarin muhasebesiyle pazarliktayim. Ne kadar gucluydum ne kadar gucsuz ve acinasi.Gucsuzlugumu yorgunlugumu ne kadar aciga vurdum, ne kadar saklayabildim. vs vs...

    Cok gucsuz anlarim olmus, anladim gordum. Ama cogunlukla maskeyi takmayi basarmisim yuzume, ama cok yorulmusum.En cokta bu sahte olan maskeli dolasmalardan. Gucsuzken dahi gosterdigim cabalardan. Ne olurdu sanki yorgunum deseydim, kime ne zarari olurdu ki. Belki de bu kadar yorulup bezmislik olmayacakti bedenimde, yuregimde. Kim bilir, belki de bu kirilganliklarimda daha da cok kirilacaktim. Dedim ya dunya tuhaf biz insanlar daha anlasilmaz. Kim ne dusunur, karsiya ne yapar bilinmez. Hal boyle olunca da hep dimdik ayaktayim demekten baska care yok gibi geliyor. Basi dik ,omzu dik olmak... Ki boylece kimselerde zarar vermeyi dusunmesin.

    Koruma kalkani olusturmak cevremizde. Bir zirh gibi duvar ormek. Kendi ordugumuz duvarimizda hapsolmak sonrada...

    Oysa yurekler baska bambaska istiyor hayati. Dolu dolu olan, kus gibi ozgur ve sevgiyle cevrili. Ne olacak korkusu dusunulmeden, karamsarligin kalktigi hep guzel duslerin oldugu bir hayat. en azindan benim duslerim. Gel gitlerimiz olmasa hayata dair.

    Sus geldi dilime. Bu karmasalikta, bu hesaplasmalarda. Konusmak nafile, hayat kendi carkinda sana danismiyor. Hic bir sey icin izin almiyor. Geliyor, devrini tamamlayip gidiyor bu akis icerisinde.Dile sus geliyor da, ya yurege. O hic susmuyor maalesef, surekli yeni umutlarla beklentilerle gune merhaba diyor.

    Hic susmasin yureklerin sesi. Onlar susarsa hayat susar. Yureklere bir kere sus geldi mi bir daha ses vermezde dunya susar, yasam biter...




  6. #5
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    05.12.2009
    Yer
    Çerkezköy
    Yaş
    44
    Mesajlar
    239
    Teşekkür
    306
    Aldığı Teşekkür
    244

    Standart

    paylaşım için tşkler
    Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim, Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur... Ben dostlarımı ruhumla severim, O ne durur, ne de unutur... " MEVLANA


  7. #6
    Moderatör
    Üyelik tarihi
    03.01.2010
    Yaş
    53
    Mesajlar
    373
    Teşekkür
    47
    Aldığı Teşekkür
    377

    Standart

    Bana Gelen Bütün Yollar Kapalı mı?

    Günlerden Pazar, her yanımızı kar kaplamış. Dışarı çıkılmıyor, beyaz bir engelimiz var. İstanbul üşüyor.



    Bana Gelen Bütün Yollar Kapalı mı?



    İçimi garip bir sıkıntı kapladı. Aslında en çok karı severim ama bu sefer durum farklı. Yar yolu gözlerken, kar ancak hasreti arttırıyor.
    Pazar günü, herkes evinde, ailesiyle, sevgilisiyle oturuyor. Şarkıdaki gibi; bir ben uykusuz, bir ben huzursuz, bir ben çaresiz, bir ben sensiz…
    Gelemezsin biliyorum, bana gelen bütün yollar kapalıdır. Biliyorum da, aklıma takılan şu; açık olsaydı gelecek miydin? Ne kadar çok bahanen var artık. Gelmesen de kusur bulunamaz.
    İçim parçalanıyor yalnız geçirdiğim, o koyu ve soğuk gecelerde. Tenini, sesini, kokunu bile özlüyorum. Tuhaf değil mi? Herkesin farklı bir kokusu var. Yatağa, yorgana, yastığa sinecek kadar da güçlü üstelik.. O yüzden artık yatakta uyumuyorum. Salondaki koltuk daha konforlu değil ama en azından senin kokunu taşımıyor.
    Geceleri kabuslar görüyorum. Hep sana bir şey oluyor. Başına kötü şeyler geliyor. Neden böyle rüyalar gördüğümü bulmaya çalışıyorum. Sanırım bana ihtiyacın olmasını diliyorum. Hastalansan kim bakar? Ben!
    Yeni yılın yeni zamanlarındayız. Seneye nasıl girersen öyle geçermiş. Ben sensiz girdiğime göre…. Şimdi bütün yılı böyle hasretle mi geçireceğim? Olsun yakında doğum günüm var. Pastamı üflerken dilek tutarım. Elimde kalan son kozum bu. Kabul olursa ne ala!
    Bazı şeyleri ne kadar çok istesek de, olmamasını nasıl yorumlamalıyız? Bizim için hayırlı değil mi? Daha kötü gelişecek olayların ön engeli mi? Evren hep bizim iyiliğimiz için mi çalışıyor?
    Bu sorular insanın kafasını karıştırsa da, kalbe pek etkili olmuyor. Aslında iki çeşit insan var. Amerika’yı tekrar keşfetmeye ihtiyaç duymayan, büyük lafı dinleyen, daha önce aynı yoldan geçmişlerin öğütlerine kulak verenler var. Bir de, gidip duvara çarpmadan anlamayan, mutlaka kendi yaşayıp anlayan, acı çekmeden öğrenemeyenler var. Ben ikinci gruba dahilim.
    İleride yaşayacağımız daha kötü şeyler olsa da, seni yaşamadan tüketemiyorum. Aklımın, kalbim üzerinde hükmü yok. Hatta çoğu zaman kalbim var da, aklım hükümsüz. Mantığı saymıyorum bile!Bundan sonra ne olacak bilmiyorum. Ben hep seni diliyorum. Dualarımı seninle yaşlanılacak bir yaşam için ediyorum. Sonunda ya duama cevap, ya belamı bulacağım. Yaşayıp göreceğiz ama kar şimdilik yüreğimi sakinleştirdi. Nasılsa bana gelen bütün yollar kapalıdır…


  8. #7
    Kıdemli Üye
    Üyelik tarihi
    01.12.2009
    Yer
    Ağaçören
    Yaş
    44
    Mesajlar
    120
    Teşekkür
    615
    Aldığı Teşekkür
    161

    Standart

    paylasım icin tsk...

 

 

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •