Varlıklar içinde Allah’a karşı iman ve amelinden sorumlu iki mahluk var. İnsan ve Cin. Biz bu yazımızda yaratıklardan melek ile insanı kıyaslayarak onların avantajlı ve dezavantajlı taraflarını göstermeye çalışacak, şeytan, hayvan ve cansız varlıklardan daha az bahsedeceğiz. Melek : Allah taâla’nın kainattaki işlerini gören önemli varlıklardan biri. İnsanın amel defterini yazanlar da onlar. İnsanlarınki gibi; Sırat Köprüsü’nden geçme, imanını koruma, şeytanın hiyle ve desiselerinden kaçınma gibi uhrevî dertleri de yok. Nefisleri, cinsiyetleri, maddî ihtiyaçları da olmadıkları için günah da işleyemezler.Kıskançlık, kin, haset gibi manevî hastalıklardan da uzaktırlar. Bütün bunlar meleklerin kendi açılarından , lehlerine olan üstün vasıfları, peki onların aleyhlerine olan vasıfları da var mı .? Var elbet ! “her nimet bir külfet gerektirir” prensibine uygun olarak, bu rahat hayatın sonunda melekler, insan gibi bir cennet hayatı beklemeyecekler. İnsan: Dünya hayatı, dezavantajlarla dolu. Çocuk annesinden doğarken , ağlayarak dünyaya geliyor. Dünyadan gidişi de acıklı. Hastalık, ihtiyarlık veya bir felâket sonucu hayatını kaybediyor. İnsan ki varlıklar içerisinde emaneti yüklenmiş iki yaratıktan biri. Yani; mükellef olmayı, sırat köprüsünden geçmeyi, hesaba çekilmeyi, belki de halife olmayı kabullenmiş bir varlık. “Biz emâneti semâvat, arz ve dağlara teklif ettik, onlar bunu kabullenmekten kaçındılar ve ondan korktular, onu insan yüklendi.” Ahzap suresi ayet 72 İnsan hernekadar liderliği kabul etse de, ihtimal, rabbini melekler kadar iyi tanımıyor. Melekler Allah’a insandan daha yakın gözüküyorlar. Bir meleğin rabbini inkar edip kâfir olması imkansız ise de insan için mümkün. İnsan imansızlık tehlikesiyle karşı karşıya. Nefis onu azgınlığa şeytan da Allah’tan uzaklaştırmaya çalışıyor. Maddî ihtiyaçları olan insan bunların temininde şeytanî yollara başvurabiliyor. Gayri meşrû kolay kazanç yollarını tercih edebiliyor, harama düşebiliyor, bunların temininde cinayetlere kadar varan vahim sonuçlara ulaşabiliyor. Öyle ki Nas suresinde kendisinden sakınılan şeytan benzeri bir varlık oluyor. De ki “ Cin ve İnsanlar’dan vesvese verenlerin şerrinden insanların Melik’ine İlâh’ına sığınırım.”İnsanın rabbı karşısındaki durumuna bir de Asr suresinden bakalım. “ Asr’a yemin olsun ki mutlaka insan ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna.” Bu müstesnaların miktarını da Buharî ve Müslim isimli kitaplardan öğreniyoruz. Başarıya ulaşanlar Buharî’de %1 Müslimde ise binde bir olarak zikrediliyor. İnsanın günaha meyyal bu hallerini tahmin eden melekler Bakara suresi ayet 30 hitabını alınca telaşa düştüler. “Rabbın meleklere, ben yeryüzünde bir Halife yaratacağım...” Ve aynı ayette meleklerin rablerine soru sorduğunu görüyoruz. “.. orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Halbuki biz seni tesbih ediyor, sana hamdediyor ve seni takdis ediyoruz dediler. Allah ben sizin bilmediklerinizi bilirim dedi.” Bakara suresi ayet 30 Demek ki insanoğlunda bunca olumsuzluklara rağmen, meleklerde olmayan bazı iyi hasletler vardı.İnsan için cennete gitmek pek kolay değildi. Çünkü cennetin etrafı nefsin hiç hoşlanmayacağı mekruh, haram ve yasaklarla çevriliydi. İçki kumar, zina yasağı, yolsuzluk adaletsizlik yasakları, adil, dürüst ve doğru olma emirleri, bedeni ve mâlî ibadetler ve hatta şehit olabilme fedakarlığı. Cehenneme giden yollarda ise çekicilik ve cazibe var. Haram ve günahın akla gelmediği yollar. Kibir, adaletsizlik, zulüm, yalan, hiyle, haram kazancın,.. meşru sayıldığı yollar. İnsan melek gibi değil, güzel ameliyle derece alıp yükselir, kötü ameliyle de aşağı düşer, hayvan seviyesinin altına bile inebilir. Hiçbir meleğin amel ederek derece aldığını işitmiyoruz, çünkü onlar amel yaparlarken insan gibi zahmet çekmiyorlar. “Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonrada Aşağıların aşağısına çevirip attık” Tîn suresi ayet4-5 İnsanı yücelten ise , hiç görmediği Allah’a inanması, ona secde etmesi, sevabını tâ ahirette umarak hayır hasenat yapabilmesidir. İnsan hiçbir zaman ibadetinin karşılığını peşin beklemiyor. Kabul olacağından emin olmadığı halde el açıp Allah’a dua ediyor. İcabında Allah yolunda, o çok sevdiği canını verebiliyor. Kaba bir tabirle sevabını ahirette almak üzere insan, veresiye yatırım yapıyor. Haccının, zekatının, hayrının karşılığını ahirette bekliyor, ve Rabb’ın şu hitabı ile müjdeleniyor. “ Onlar ki gaibe inanırlar, namazı kılarlar, kendilerine verdiklerimizden infak ederler. ” Bakara ayet 3 Şehitlik insana mahsustur, meleğe değil. Şimdiye kadar hiçbir meleğin şehit olduğu işitilmemiştir. Konumuzla ilgili tanınmış şu hadis-i şerif insanın rabbi katındaki değerini pek güzel ifade ediyor “ Allah’ın, yollarda dolaşıp zikredenleri araştıran melekleri vardır. Allah-u teâlayı zikreden bir cemaate raslarlarsa, birbirlerini çağırırlar. Aradığınıza gelin. Kanatlarıyla semayı kapatırcasına onları sararlar. Allah çok daha iyi bildiği halde meleklere sorar. -----Kullarım ne diyorlar? -----Seni tesbih ediyorlar, sana tekbir okuyorlar, sana hamd ediyorlar. -----Onlar beni gördüler mi? -----Hayır ----- Ya görselerdi ne yaparlardı ?! -----Eğer seni görselerdi pek aşırı bir tağzim ve rağbette bulunurlardı. -----Onlar ne istiyorlar? ----- Senden cenneti istiyorlar. -----Cenneti gördüler mi ? ----Hayır rabbimiz görmediler. -----Ya görselerdi ne yaparlardı ? ----Eğer görselerdi, aşırı bir arzu ile isterlerdi. -----Neden çekiniyorlar? ------Cehennemden çekiniyorlar. -----Onu gördüler mi ? -----Hayır ey rabbimiz, görmediler, -----Ya görselerdi ne yaparlardı ? -----Eğer görselerdi, çok daha şiddetle korkar ve kaçarlardı. -----Sizi şâhit kılıyorum, onları affettim. -----Yarabbi onların içinde bir günahkar kul vardır. Oraya bir başka maksat için gelmiştir. -----Onu da affettim. Onlar öyle cemaatlerdir ki onlarla beraber bulunanlar da sayelerinde bedbaht olmazlar. Buharî- Müslim- Tirmizî --- Hüsnü Köktürk
Yer imleri