Ağaçören'de Çocuk Olmak.
Bir arkadaşıma ait.Ağaçören çocuklarına itafen yazılmıştır. Köy çocuklarıydık biz sade, mutlu evvelinde Sabahtan akşama dışarda oynar, evden fazla da ayrılmazdık, Acıktığımızda sofra kurulmazdı bize Yufka ekmekten dürüm verilir elimize Evde ne varsa konurdu içine. Yerken de devam ederdik oynamaya. Hiç lunaparka gitmemiştik, Hayalini de kurmazdık, çünkü varlığından habersizdik. Ağaçlara ip bağlanır sırayla sallanırdık. Ne kaçırılmak korkusu vardı, ne kaybolmak, ne trafik.. Akşam ezanlarıydı evlerimize gidiş vaktimiz. Kışın ayağımızda kara lastik çizmelerimiz; Yazın rengarenk plastik ayakkabılarımız olurdu. Elbiselerimiz bayramdan bayrama alınır, Pazarda gezmek olurdu, tek sosyal etkinliğimiz. Kışlar uzundu çocukluğumuzda bizim; Karlar lapa lapa yağar, beklenmezdi günler öncesinden. Buzlar sarkardı çatılardan kocaman. Dam başlarını kürür, evimize çığır açardık. Kayardık yokuştan aşağı saatlerce Ne ayağımızda kar botlarımız, ne kar gözlüklerimiz vardı. Su taşırdık evlerimize köy çeşmelerinden Boyumuzdan büyük bidonlarımızla. Ve ineklerimizi sulardık o çeşmelerden akşamüzerleri. Sobalarda güğümler kaynar, yemekler pişerdi. Eğlencelik yiyeceğimiz patlamış mısırdı kışın Cips girmemişti henüz hayatımıza. Bahardan güze inek güder, Okul kapanınca camiye giderdik. Namaz surelerini ezberler, Kuran öğrenirdik Ne cemaat, ne irtica kelimelerini bilirdi ailelerimiz. Şimdi çocuklarımıza balık yağları içiriyor, Ortopedik ayakkabılar giydiriyoruz. Açık süte “inek sütü içmem “diyor çocuklarımız Pastörizeyi makinadan çıkıyor sanıyorlar. Eşeği köyde bile göremiyor, Resimlerden biliyorlar. Ne mutlu ki değişen zamanın evvelinde Köy çocuğu olmuş, doyasıya yaşamışız. Zeliha ATAK BOZKURT
Alintidir....