Yaşadığımız zaman diliminde nüfuz hareketleri oldukça dinamik bir seyir izliyor, kaynakları kıt pazara olan uzaklık ulaşım sorunları yöresel yatırımların önünde büyük bir engel teşkil ediyor, bu süreç ister istemez kendine ve çocuklarına daha iyi bir yaşam kalitesi sunmak isteyen ailelerin gelişmiş sanayi kentlerine göçmesini beraberinde getiriyor.
Azalan nüfus bırakın yatırım yapmayı ekonomik olarak mevcut durumunu idame ettirmesi başarı hatta bir başarı öyküsü. Yöremize devlettin büyük yatırım yapacağı pek bir alan yok, bu tür yatırımlar çeşitli kriterlere sahip olan bölgelerde yapılması ekonomik bir gereklilik. Yöremiz maden su kaynakları girişimci ruhu gibi yatırımları teşvik eden unsurlardan yoksun olması en büyük sorun, eldeki kıt kaynakları değerlendirmek başarının anahtarı olması gerekir. İlimizin çeşitli teşviklere sahip olması bile yatırımları hızlandırmıyor.
Hayvancılık: Aslında hayvancılık için devletin çeşitli teşvikleri var fakat çeşitli sebeplerden yeterince yararlanılamıyor, en büyük eksiklik girişimci ruh ve girdilerin pahalı olması, iklim koşulları fiziki yetersizlik maliyeti yükseltiyor. Büyük baş hayvancılıkta modern işletmelerin sayısı oldukça az var olan işletmelerde aile kuruluşları olarak devam etmekteler, burada sorun yöremize uyum sağlayan ırkın henüz tam anlamıyla geliştirilememiş olması, hastalıklara çabuk yakalanma, et ve süt veriminin düşük kalmasına sebep oluyor. Küçükbaş hayvancılık hemen hemen yok olmuş durumda oysa yöremize özgü peynir geliştirilebilirdi, yaşı benim kadar olanlar tabi çocukluğu ve gençliği yöremizde geçenler çok iyi bilir peynirimizin tadını.
Arıcılık yöremizde pek bilinmeyen ama yapılmaması için hiçbir sebep olmayan üretim çeşitliliği ve ekonomik katkısı olan mali yeti’de oldukça düşük teşvikleriyle işletme kurmak mümkün. Bölgemizde özellikle kekik bitkisinin olması bize özel bal üretmek o kadar da güç değil kanısındayım.
Meyvecilik: Yöremize has cevizin yetiştiğini hepimiz biliyoruz, fakat buradaki sorun yerel olması yani ticari düşünülmeden kendi ihtiyaçları için yetiştirilmesi. Kaman cevizi diye bir tür var fakat bizim cevizimiz hem daha kaliteli hem de daha besleyici bu zaten bilimsel olarak kanıtlanmış. Neden ceviz bahçeleri olmasın?
Market ve manavlarda fiyatı 3,50 kuruştan aşağıya düşmeyen kiraz bahçeleri malisef yok pazarlaması kolay olan yetişmesi uzun bir süre almayan kiraz yetiştiriciliğini teşvik etmemiz kanaatindeyim.
Elmacılık, olması gerekenden az ama ticari olarak yok gibi bir şey, oysa o kadar çeşit geliştirildi ki artık dalında pazarlanabiliyor,
Belediye başkanımız Sayın Fırat Salman’a da çok iş düşüyor kanaatindeyim yukarı aşağı hesaplaması yapmadan adı Kütüklü olan gölete bir an önce en uygun yere yaptırmak için gayretlerini daha da arttırmasını, ilçemize bir yüksek okul getirmek için çalışmalarına hız vermesini temenni ediyorum. Öz eleştiriden de kaçmamalıyız yerel yönetimler çevresindeki yanındaki destekçilerinden güç alır. Başta belediye başkanı olmak kaydıyla halka hizmet eden personel il genel meclis üyeleri muhtarlar daha adını sayamadığım herkese köstek değil canı gönülden destek olmalıyız, iyisiyle kötüsüyle yöre bizim kırgınlıkları, küslükleri bir tarafa bırakmanın zamanı çoktan geçti kaybeden hep biz olmamalıyız birazda kazanalım ne dersiniz.
Bütün bunlar olurken emin olun bize en büyük desteği sayın Valimiz ve Kaymakamımız verir, onlar devletin en büyük ita amirleri hem de kurumların ahenkli çalışmasından sorumlu, yöremize eser bırakacaklarından eminim.
İzin mevsiminin başladığı bu günlerde ülkemizin başka bölgelerinden gelen, özellikle yurt dışından gurbetçi olarak tabir edilen fakat yöresini ve vatanını özlem ve hasretle kucaklayan tüm hemşerilerimize de hoş geldin der güzel günler geçirmelerini temenni ederim.
Bir öykü…
Bana Gözyaşı Borcun Var
Adam genç kadına seslendi: Bana gözyaşı borcun var!
Genç kadın sordu: Nasıl öderim?
Adam gözlerini kırptı;- Haydi gülümse!
Gülümsedi genç kadın. Adam, cebinden mendilini çıkarıp, gözlerini sildi.
Ve mendilini özenle katlayıp, yine kalbinin üzerindeki iç cebine koydu.
Bir demet mor sümbül vardı kadının elinde.
İkisi de bahar kokuyordu. Biri ilkbahar, diğeri güz Adam seslendi yine;
Bana mutluluk borcun var! Genç kadın, biraz mahcup, biraz şaşkın sordu
Nasıl öderim? Heyecanlandı adam Haydi yat dizlerime!
Genç kadın bir kedi uysallığında yattı dizlerine usulca
Adam, şevketle saçlarını taramaya başladı kadının
Saçları, güneşe ve yağmura hasret hiç yaşanmamış baharlara benziyordu
Çaresizliğini ördü sıra sıra Sonra saçının her teline, mutluluğunun çığlıklarını bağladı adam
Yetmedi gizli düğüm attı.. Ağladı Hava kararmak üzereydi. Dışarıda yağmur yağıyordu delice
Adam devamlı borç defterlerini kurcalıyordu. Genç kadının gözlerini içine baktı;
Bana yürek borcun var! Borcunun farkındaydı sanki genç kadın. Şaşırmadı.
Bu borcumu nasıl ödeyebilirim? Adam ellerini uzattı Haydi tut ellerimi!
Sümbül kokusu sinmiş ellerine uzattı kadın.
Elleri öyle sıcaktı ki, eriyiverdi bütün borçları avuçlarının içinde
Genç kadın gitmek üzereydi Adam son kez seslendi;
Bana can borcun var! Kadın irkildi Can mı?
Sigarasından derin bir nefes çekti adam; evet..Can borcun var. Sensizlik öldürüyor beni!
Hoşuna gitti sözler kadının Peki bu borcumu nasıl tahsil etmeyi düşünüyorsun?
Adam biraz daha yaklaştı; Yum gözlerini!
Hiç terettüt etmeden yumdu gözlerini.
Adanda yumdu gözlerini, masumca bir öpücük kondurdu kadının titreyen dudaklarına
BU ne şimdi yaptığın? diyerek çattı kaşlarını kadın..
Adam pişmanlıkla memnunluk arasında gidip geldi. Kekeledi;
Hayat öpücüğüydü Kısa bir sessizliğin ardından bu kez kadın öptü adamı şehvetle..
Adam şaşırdı Ya senin bu yaptığın neydi? Genç kadın kapıya yöneldi;
Veda öpücüğü!
Kalan borçlarına karşılık, yürek dolusu çaresizlik ve bir de mor sümbüllerini masanın üzerine rehin bırakıp gitti genç kadın. Adam koştu peşinden sümbülleri geri verdi kadına.
Ne olur iyi bak umut çiçeklerime, solmasınlar...
Genç kadın sümbülleri aldı: Merak etme, gün aşırı sularım çiçeklerini!
Adam sevindi: Güneşe, suya gerek yok. Gülümse yeter!
Kadın gözden kaybolurken haykırdı adam, Umutlarımı kefil yaptım. Unutma, bana aşk borçlusun! Haykırışı yağmura karıştı. Kadın, yağmuru hissetmeyen kalabalığa.
Esenlikler dilerim:Adnan KÜTÜK
Yer imleri