Her Türkün Bilmesi Gereken İngilizce Cümleler
My mother to be my wife (Anam Avradım olsun )
Come with ball my brother Come with ball!
(Topla gel abicim, topla gel!)
Chicken translation
(Piliç çevirme)
Clean family girl
(Temiz aile kızı.)
Your hand is on the job your eye is on playing
(Elin işte gözün oynaşta)
Sensive meat ball
(içli köfte.)
Urinate quickly, satan mixes
(Acele ise şeytan karışır)
There is no saturation to her observations
(Onun Gözlemelerine doyum olmaz)
Man doesn't become from you
(Senden adam olmaz)
Enter the desk
(Sıraya gir)
Airpe out of the fart, say hi to that sweetheart:
(Osuruktan tayyare, Selam söyle o yare)
Master !! do something burning-turning in the middle
(Usta !!Ortaya yanardöner bişi yapsana)
Exploded egypt has escaped to my bosphorus
(Boğazıma patlamış mısır kaçtı)
In every job there is a no
(Her işte bir hayır vardır)
She is such a mother's eye girl
(Çok anasının gözü bir kız)
The man was laughing joining by joining
(Adam katıla katıla gülüyordu)
He is a his-hung-is-we-hung-his-cut-is-we-cut man
(Astığı astık kestiği kestik bir adamdır)
John comes from Bosphorus
(Can boğazdan gelir)
What are you looking perpendicular perpendicular like that
(Dik dik ne bakıyorsun öyle)
Let's sit italic,let's talk correct
(Eğri oturalım, doğru konuşalım)
Bread from hand, water from lake
(Ekmek elden, su gölden)
He errected the horse-shoes
(Nallari dikti)
That my beautiful vase became ice with salt
(O güzelim vazo tuzla buz oldu)
We didn't pull little from his hand
(Onun elinden az cekmedik)
Your eye has become puspurple
(Gözün mosmor olmuş)
Master, give a dry on top of rice from there
(Usta ordan bi pilav üstü kuru versene)
Leave the door December!
(Kapıyı aralık bırak!)
Where is this waiter who I put?
(Nerede bu kodumun garsonu!...)
Your hand is on the job your eye is on playing
(Elin işte gözün oynaşta)
Sensitive meat ball
(İçli köfte.)
Urinate quickly, Satan mixes
(Acele işe, şeytan karışır)
What comes from my hand?
(Elimden ne gelir?)
Morning morning where are you going?
(Sabah sabah nereye gidiyorsun?)
I'm the special pencil director of the looker
(Ben bakanın özel kalem müdürüyüm)
Look my ram, I'm an Anatolian child, If I put, you sit
(Bak koçum, ben Anadolu çocuğuyum, bir koyarsam oturursun)
Yer imleri