Yüreğin Yüreğimde Asılı Kalmasın
Uçurumun kenarındayım yıkık,dökük,bitik.
Bir adım atsam yuvarlanır mıyım?
Elimi uzatsam sana,sessiz çığlıklarımı yırtıp
çıkar mısın günyüzüne.
Sustun...
Bazen konuşmamak da anlatır kifayetsiz kelimeleri.
Oysa ne umutlarım vardı sana dair.
Yaşanmamış iklimler beslemiştim koynumda.
Baharım sonbahar,yazlarım kış artık.
Beşinci mevsime bağladım tüm umutlarımı.
İpin ucunda asılı kalan senin yüreğin miydi yoksa benim yüreğim mi?
Yoksa yüreklerimizmiydi darağacında olan.
Birbirini seven iki yürek nasıl oldu da bu kadar uzaklaştı,
birbirine yabancılaştı.
Katlettik mi yoksa duygularımızı,yüreklerimizi...
Bu gönül,bu yüreğe yabancı.
Robotlaştı bu yürek katılaştı,katmer katmer kaşarlaştı.
Nasıl bu hale geldi?
Bu hale gelmesineneden izin verdin?
Niye nefretle besledin yüreğini,oysa böyle mi öğrenmiştin,böyle mi
beslemiştin?...
Sevdiğin yüreklerde neler neler neler gördün de gözlerini kapadın
görmemek adına...
İnsan yüreğini mahkum etmemeli acımasız acımasız,
gün görmeyen zindanlara.
Zincir vurmamalı,pranga takmamalı,kör olmamalı.
Asılı kalmamalı uçurumun kenarında.
Sen ne uçurumlar gördün de kaymadı ayakların,
buna izin vermedin,şimdi de verme.
Yüreğinin kirlenmesine izin verme.
Katılaşmasın o yürek,nasırlaşmasın,robotlaşmasın.
En kötü anlarında güzel yürekli kahramanları hatırla.
Yüreğini üşütme, hasta etme.
Unutma ki seni
ayakta tutan o yürek kendi yüreğin...
Açılmamış denizlerde,okunmamış kitaplarda,gidilmemiş
yollarda,yaşanmamış baharlarda ara onu.
Bulduğun zaman asla bırakma.
Ellerinden kayıp gitmesine izin verme.
İzin verdiğin an kendin değil,bedenin değil,yüreğin kayacak
uçuruma.
Ben o uçurumun kenarında bekleyen bir kartanesiyim.
Kartanesinin yüreği tertemiz
tertemiz,saf,katışıksız.
Fırtınalardan korkan kartanesi,tipiye yakalanmasın.
Asılı kalan
o yüreğini,başka yüreklere taşımasın.
Yüreğin yüreğimde asılı kalmasın...
Yer imleri