AÞKIM!
Aþk yere düþtü, ayaklar altýnda kaldý. Aþkýn kutsallýðý yerle bir oldu. O eski aþklara çocuklar bile gülüyor. Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslý gibi âþýklarýn sevdalarý, çektikleri çileler herkese masal gibi geliyor ama “Aþkým” sözcüðü aðýzlarda sakýz oldu son zamanlarda. Aþkýn içi boþaltýldýðý, aþk sözde kaldýðý halde, her gün kavga eden çiftler, hatta çoluk çocuk bile birbirine “aþkým” diye sesleniyor! Hadi karþý cinsten olanlar neyse, ya annelerin çocuklarýna, kýzlarýn erkek kardeþlerine “aþkým” demelerine ne buyrulur?
Bir de “aþk yapmak” diye bir þey çýktý. Aþk yapýlmaz, yaþanýr. Birbirini sevmeyen iki kiþinin yaptýðý cinsel eyleme “seviþmek” bile diyemeyiz. Sadece cinsel birleþmedir bu...
“Aralarýnda aþk var, aþk yaþýyorlar” denilen medyatik yýldýzlar ya reklam aþký yaþýyorlar ya da basit bir hoþlanmayý, cinsel arzuyu aþk diye niteliyorlar ve buna “seviyeli birliktelik” adýný yakýþtýrýyorlar! Üç gün sonra da aþklarý bitiyor, birbirlerine hakaret etmeye baþlýyorlar ya da baþka bir aþka yelken açýyorlar...
Sevdiði kiþiyi dövenler, yaralayanlar, hatta öldürenler var. Yahu insan sevdiðine nasýl kýyar, ona nasýl zarar verir? Gazetelerde “Aþk Cinayeti” baþlýðýný görünce cinler tepeme çýkýyor. Aþk cinayeti olur mu be! Asýl aþksýzlýk, sevgisizlik cinayettir.
Ahmed-i Dai, “aþk olmayan gönülde acep can olur mu hiç/ her can kim onda aþk yok iman olur mu hiç” diye soruyor. Ne dersiniz? Andersen sevgiyi inciye benzetiyor: “Kalbimin yaptýðý inci sensin ey sevda.” George Sand ise, “Sevmek iki kez yaþamaktýr” diyor. Biz de sevmemek hiç yaþamamaktýr, diyebiliriz. Bir þarkýda, “Gözlerime iyi bak/Sana aþký anlatacak” deniliyor. Saint Exupery, “Aþk birbirinin gözlerinin içine bakmak deðil, birlikte ayný yöne bakmaktýr” diyerek güzel bir noktaya deðiniyor. “Sevmek, nsanýn kendi kendini aþmasýdýr.” Bunu Oscar Wilde söylemiþ. Sevmek ayný zamanda kiþinin yerinde saymaktan, renksizlikten, monotonluktan kurtulmasý demek deðil midir?
Dünyanýn en ýssýz yeri neresidir biliyor musunuz? Aþksýz bir kalptir! Bir Fransýz atasözü, “Aþk, aya benzer, büyümediði zaman küçülür” diyor. Kimi aþklarýn çok sürmemesi bundan olsa gerek. Aþkýn gözü kördür ama yolunu kolay bulur. Bakar körlere duyurulur! Sevmeyi, âþýk olmayý ahlaksýzlýk sayanlar þu söze kulak versinler: “Ahlak, aþkýn annesidir.” Stendhal. Veysel “Güzelliðin on para etmez, bu bendeki aþk olmasa” demiþti. Tagor da þöyle diyor: “Aynalarýn övgüsüne kanma/Ey güzellik, aþkta sýna kendini.”
Þeyh Bedrettin, “Aþk, kendini aþkýn konusu olan nesneyle özdeþleþtirme, onunla tam olarak kaynaþma, bir baþka deyiþle özneyle nesne arasýndaki çeliþkileri kaldýrma arzusudur” diyor. Cinsel dürtü deðil yani! Gönül sýcaklýðý, duygu alýþveriþidir o. Kesemez ýþýðýný hiçbir bulut, batmaz asla güneþi; ama sýyrýlamazsan bencillikten, çýkarcýlýktan, boþuna besleme umut, aþkýn güzelliðine kavuþmayý unut. Yaz kýþ açan bir çiçektir aþk, en iyi düþ, en güzel gerçektir, onunla renklenir dün ve bugün, onunla ýþýklanýr gelecek...
Görünüþte üç harfli bir hecedir ama gönlümüzdeki ece, yýldýzlý gecedir. Basmakalýp kiþilerin çözemedikleri, çözemeyecekleri bir bilmecedir o. Paha biçilmez bir hazinedir deðerini anlayana... Gönlümüzün gülen ayvasý, aðlayan narýdýr aþk. Onunla çoðalýr doðamýzýn yeþili alý, odur yaþam aðacýmýzýn çiçekli dalý, güzelliðin balý. Þiirdir öyküdür aþk, sanattýr. Bizi baþka dünyalara uçuran kanattýr, ileriye hep ileriye koþan bir attýr...
Aþk gönülde gül açtýrýr, merhem olur yaraya; nerede aþk varsa o yer döner saraya! Aþk gönül yakamozu, yaþamanýn özüdür. Sevenin sevilenin bal yapar arýsý, çiçeði yani içinde aþk olmayanýn yýldýzsýzdýr gecesi, iyiye ve güzele kapalýdýr kapýsý, bir fiskede yýkýlýr; temelsizdir yapýsý. Sevmek, o gül sadece benim olsun demek, onu hoyratça dalýndan koparmak, haþin bir biçimde koklamak deðildir; gül dikmektir sevmek sevdiðinin bahçesine, kendi bahçesine dikercesine özene bezene. Oturmaktýr sevdiðinin adresinde kendi evinde oturuyormuþ gibi ve de oturduðu yeri gülle donatmaktýr... Seven kiþi sevdiðinin adýný daðlara taþlara deðil; kalbine yazar aþk kalemiyle. Gözü gibi bakar ona, soldurmaz çiçeklerini. Aþký oyun ya da oyuncak sananlar kendilerine baþka oyunlar, oyuncaklar arasýnlar. Yoksa aþk onlara öyle bir oyun oynar ki, neye uðradýklarýný þaþýrýrlar, “Talihin elinde oyuncak oldum” diye yanýk þarkýlar söylerler. Aþk kumar da deðildir. “Aþkýmla oynama, kumar deðildir/Seviyorum demek hüner deðildir” deniliyor bir þarkýda. Hüner karþýlýk beklemeden candan sevmek, sevgisini düþünce ve davranýþlarla göstermek, sevdiðini hiçbir þeye deðiþmemektir...
Söz þarkýlardan açýlmýþken þu þarkýya da deðineyim: “Damarýmda kanýmsýn/Sevgilimsin canýmsýn” diye baþlýyor þarký ama “Baþkasýný seversen bil ki yaþatmam seni” diye duygularýmýza tuz biber ekiveriyor! Yýlmaz Erdoðan’ýn dediði gibi, “Demiri toz, sevgiyi yoz ediyorlar. Ondan bütün bunlar. Oysa cennet aþkýn oturduðu yerdedir. “Aþk doðanýn yazdýðý bir kitaptýr.”, “Sevgi doðanýn ikinci güneþidir.” George Chapman.
Aþk için çok þeyler söyleyebiliriz. Ona gereken önemi vermedikten sonra ne söylesek boþ. Aþkýn yaldýzlý sözlere karný toktur. O yüzden sevdiðimiz kiþiye, “Aþkým, hayatým, caným, seni dünyalar kadar seviyorum” diye iltifatlar edeceðimize, ona, onun aþkýna tüm içtenliðimizle sarýlalým, aþkýn kutsallýðýna leke düþürmeyelim. Gönül sevdiðini görünce þen olur kanatlanýr, sevdiðini sevindirmek için her derde, çileye canla baþla katlanýr, onu üzgün görürse gözleri bulutlanýr; aþkýn yüceliði iþe böyle kanýtlanýr.
Aþkýn kadar büyük, kinin kadar küçüksündür. Sakýn bun unutma!
Sevda bir duygu seli
Estirir bahçemizde
Çiçekli bahar yeli
Gönlümüze gül diker
Aþkýn sihirli eli...
ERHAN TIÐLI
Yer imleri