1 sonuçtan 1 ile 1 arası
  1. #1
    Üye
    Üyelik tarihi
    23.11.2009
    Yaş
    39
    Mesajlar
    49
    Teşekkür
    104
    Aldığı Teşekkür
    80

    Standart Alemlere rahmet hazretİ muhammed(sav)


    ALEMLERE RAHMET HAZRETİ MUHAMMED(SAV) ALLAH'ı Bilmeye Yüz Delil.


    Fahreddîn-i Râzî Herat ve civarında bozuk inançları yaymakla meşgul olanlarla mücâdele ediyor, Müslümanlar'ı bunların tehlikelerine karşı korumaya çalışıyordu. Üç yüz kadar atlı talebe ve âlim ile Herat'a geldiğinde; hem devlet, hem din büyükleri akın akın ziyaretine gelmiş, alâka göstermişle...rdi. Ama birileri vardı ki; ne geliyor, ne de gelme arzusu ızhâr ediyordu. Acaba Fahreddîn-i Râzî hazretlerinin muhâliflerinden miydi?

    Halktan bir zengin, bir gün Fahreddîn-i Râzî hazretlerini bahçesinde yemeğe dâvet etti. Maksadı; ziyaretine gelmeyen zâtı da orada bulundurup, görüşmelerini ve bir yanlış anlamanın meydana gelmemesini temin etmekti.

    Fahreddîn-i Râzî hazretleri, yemekte karşılaştığı ziyaretine gelmeyen zâta,

    - Niçin bizi ziyârete gelmediniz? diye sordu. Şöyle cevap verdi o zât:

    - Ben fakirin biriyim. Ne ziyâretinize gelişim size bir şeref kazandırır, ne de gelmeyişim size bir şey kaybettirir. Siz mühim kimselerle meşgul olun.

    Bu cevap Fahreddîn-i Râzî hazretlerini düşündürdü. Bu defa büsbütün meraklanarak ısrarla suallerini peşi peşine sıraladı:

    - Bu, sıradan birinin sözüne benzemiyor. Kalbi-gönlü uyanık birinin cevabıdır bu. Şimdi daha çok meraklandım. Söyleyin lütfen niçin gelmiyorsunuz? Bize vermek istediğiniz bir mesajınız olmalı.

    - Sen, 'Müslümanlar'ın benim ziyâretime gelmeleri vâciptir' diyormuşsun. Neden senin ziyâretine gelmek vâcip olsun?

    - Ben ilim ehli biriyim. Benim ziyâretime gelenler aslında benim değil, ilmin ziyâretine gelmiş olurlar. Mücâdelemde bana yardımcı olmuş, beni desteklemiş sayılırlar.

    - Öyle ise anlat bakalım... İlmin hedefi Allâh'ı bilmek olduğuna göre, nasıl biliyorsun Hazret-i Mevlâ'yı?

    - Yüz delil ve burhan ile biliyorum Allah Teâlâ'yı...

    - Peki öyleyse, söyler misin; burhan ve delil, şüpheleri gidermek için değil midir? Demek sende bu kadar şüphe varmış ki her birine delil aramış; ancak bu delillerle şüpheni gidermişsin. Halbuki Allahü zû'l-Celâl bana, öyle bir îman verdi ki; şüphenin zerresi bile kalbimde yoktur. Olmayan şeyi gidermek için ne diye delil ve burhan arayayım?

    Bu cevaptan sonra bir suskunluk başlar. Neden sonra yerinden kalkan büyük müfessir Fahreddîn-i Râzî hazretleri,

    - Uzat elini de öpeyim. Sen sıradan biri değil, bir îman ve ihlâs numûnesi mâneviyât sultânısın. Kim isen söyle de beni daha fazla merakta bırakma.

    Fahreddîn-i Râzî hazretlerinin kulağına eğilen birinin, fısıltı hâlinde söyledikleri şundan ibârettir:

    - Konuştuğun zât, Necmüddîn-i Kübrâ hazretleridir.

    Fahreddîn-i Râzî hazretleri hemen diz çöküp rica eder:

    - Lütfen beni de kabul buyurun tâlipleriniz arasına da, ben de iştirak edeyim sohbetlerinize...

    ....

    İşte zâhirî ilimle bâtınî ilmin farkı... İşte zâhirî ilim ehli ile, zû'l-cenâhayn olan mâneviyat erbâbının seviye ve dereceleri... Keza, aralarındaki diyaloğun güzelliği ve hakkı teslim ile neticelenişi... Ve, biribirlerine karşı olan nezâket ve saygıları...
    Zamanımız 'tartışmacıları'na örnek olması dileğiyle

  2. Facebook Adınla Yorum Yap

 

 

Benzer Konular

  1. Hz. Muhammed S.A.V. Efendimizin Ölüm Yıldönümü
    By Ahmet Öztürk in forum Dinimiz
    Yorum: 1
    Son Mesaj: 09.06.2010, 17:38
  2. Alemlere Rahmet Peygamberimizin Şemali
    By Hikmet Atak in forum Dinimiz
    Yorum: 3
    Son Mesaj: 21.02.2010, 12:55

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •