-
Yolumuzdaki Engeller..
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine
kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu.
Bakalım neler olacak?.
Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları,
saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene
kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler.
Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi. Halkından bu kadar
vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu. Sonunda bir
köylü çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu.
Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı
ve ıkına sıkına itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı
ama, kayayı da yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden
sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin
durduğunu gördü. Açtı. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu
vardı içinde.
“Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir” diyordu kral.
Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı.
“Her engel, yaşam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır.”
-
ALTININ DEĞERİNİ ANLAMAK İÇİN SARRAF OLMAK GEREK -MEVLANA
Bil ki domuzların önüne inciler serilmez
Mücevherden sarraflar anlar ancak,başkası bilmez.
Ne fark eder ki kör insan için,elmas da bir cam da
Sana bakan bir kör ise,sakın kendini camdan sanma...
Mevlana
Muazzam bir söz. Bir insanın neden büyük olduğunu anlamak zor değil. Sizinde var olan kıymetinizi ancak değeri anlayabilecek yapıda insanlar anlar. Eğer bir insan diğerinin değerini anlamıyorsa ya aptaldır, yada kötülük dolu. Sizi anlamayan bir amir, arkadaş, dost, eş, akraba varsa bu iki olasılık söz konusu. Mevlana yı rahmetle anıyoruz...